10 Nisan 2012

Markaların Cinsiyeti Belli Oldu!


Pazarlama ve iletişim dergisi MediaCat ve Dora Research Türkiye’de markaların tüketici zihninde oluşturduğu cinsiyet algısını araştırdı. Araştırma sonuçları ise çok ilginç. 02-09 Ocak tarihleri arasında yapılan araştırmaya göre dişi ve erkek markaların yanı sıra unısex markalarda belirlendi.


13 kategoride 81 markanın yer aldığı araştırmaya 12 ilden bin 44 kişi katıldı. Araştırma sonuçlarına göre en feminen markalar arasında ilk sırayı Şok, en maskülen markalar arasında ise ilk sırayı Mercedes Benz aldı. Araştırma sonuçlarına göre diğer feminen markalar Bim, Migros, Kipa, Tansaş, Burger King, Fanta, Profilo, Carrefour, Siemens, FOX, Kanal D, Real, Mc Donalds ve Dominos. Maskülen markalar ise Ford, BMW, Volkswagen, Türkiye İş Bankası, Audi, Habertürk, Ziraat Bankası, Renault, Toyota, Zaman, Honda ve Fiat oldu. Unisex marka kategorisinde ise ilk sırayı Uludağ Gazoz aldı.


9 Nisan 2012

Orbis Vista, İHRACAT Dergisi Sayfalarında


İHRACAT Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi sayfalarında Orbis Vista'ya yer vererek "ORBİSKOBİ" kampanyasını duyurdu. Mart 2012, Sayı 4

Koleksiyon Mobilya Farkını Ortaya Koyuyor

 
Dikkat çekici ve özgün tasarımlarıyla her zaman gözde firma olan Koleksiyon Mobilya, şimdi de, Philippe Starck tasarımı Alessi limon sıkacağını, mutfaklara neşe katmak üzere tasarım severlere sunuyor.
 
Bu ürün, mutfak araç gerecinden çok, evlerimize farklılık katan şık bir aksesuar olacağa benzer.

8 Nisan 2012

Başarısız Çiftçi Lamborghini’yi Yarattı!

Bologna yakınlarında Renazzo köyünde yaşayan bir çiftçi çocuğu varmış. Ferrucio Lamborghini adlı bu delikanlı, çiftçilikle pek de ilgili değilmiş. Tarlada çalışmaktansa, 2. Dünya Savaşı sırasında traktör ve klima üretmeyi tercih etmiş ve böylece çok zengin olmuş. Masal gibi gelen bu satırlar aslında gerçek. Ferrucio bir gün, mükemmel otomobili üretmeye ve bununla Ferrari'yi bile geride bırakmaya karar vermiş. Tüm bunlar 1963 yılında gerçekleşmiş ve yarattığı marka için burcu olan boğayı seçmiş.
Feruccio Lamborghini de, bir Ferrari tutkunudur ve bir Ferrarisi vardır. Bir gün Ferrari’sinin debriyajı bozulunca otomobilini Ferrari fabrikasına götüren Feruccio Lamborghini, Enzo Ferrari ile görüşmek ister fakat bay Enzo onu muhatap almaz ve görüşmek istemez. Duruma çok kızan Feruccio Lamborghini, Ferrarisini garajında kendisi tamir eder ve o günden sonra Lamborghini spor otomobil üretimine başlar...

AMERİKA PATENT YASASINI YENİDEN ŞEKİLLENDİRDİ!

PATENT SÜRESİ KISALIRKEN, MİKRO İŞLETME KAVRAMI İLE TANIŞTIK

Teknoloji devlerinin artan patent davaları Amerika Patent Kanunu’ndaki değişimi kaçınılmaz kıldı ve patent savaşlarının önüne geçmek için yeni patent kanunu Barack Obama tarafından 16 Eylül 2011 tarihinde imzalandı. Kanundaki en önemli değişikliklerden biri patent hakkının; buluşu ilk yapanın değil, ilk başvuru yapanın olmasıyken, gerçekleşen bir diğer değişiklik de patent sürecinin 36 aydan 12 aya düşürülmesi.
Yeni kanunla birlikte bu yıl için öngörülen 10000 adet Amerika patent başvurusu için öncelikli inceleme talebi ile başvuru yapılması mümkün olacak. 26 Eylül 2011 tarihinde yürürlüğe giren kanunun getirdiği haklardan, 26 Eylül 2011 tarihinde ve bu tarihten sonra yapılmış başvurular yararlanabilecek.
Ancak, öncelikli inceleme hakkı talebiyle başvuru yapılabilmesi için patent başvurusunun sağlaması gereken bazı şartlar var. Süreç kısaltılmaya çalışıldığı için özellikle inceleme işlemleri için ayrılan süresinin kısaltılması önem taşıyor. Bundan dolayı, istem sayısı az olan başvuruların bu haktan yararlanabilmesi söz konusu. Öncelikli inceleme talebiyle birlikte yapılan başvurularda, bağımsız istem sayısının 4’ü, toplam istem sayısının ise 30’u geçmemesi gerekiyor.
Bu başvuru için resmi harçlar, büyük işletmeler için 4800$, küçük işletmeler için ise 2400$ olarak belirlendi. Sürecin hızlandırılması, başvuru sahipleri için maliyetleri arttırsa da başvurunun 12 ay içinde neticelendirilmesi oldukça önemli bir gelişme. Öyle ki, patent hakkı başvuruyla birlikte başlasa da başvuru belge kararı ile neticelenmediği sürece üretimi ya da ürünün piyasaya sürülmesi tavsiye edilen bir durum değil. Bu sürecin Amerika’da kısaltılması sayesinde, patent sahibi üretimi kısa zamanda, rahat bir biçimde başlatabilecek. Özellikle küçük işletmeler için başvuru ücretinin düşük tutulması, patent başvurusuna teşvik niteliği taşırken, aynı zamanda küçük işletmelerin buluşlarını pazara daha hızlı sokmalarını sağlayacak. Büyük şirketler için ise patentlerine patent kattıkları süreci kısaltacak.
Öncelikli inceleme talebi ile gerçekleştirilebilen başvuru sayısının sınırlı olması, başvuru sahipleri için tek dezavantaj gibi görünüyor. Bu durum, 2012 yılı için belirlenmiş 10000 başvuruluk kotanın dolmasıyla başvuru sahiplerini standart başvuru ile yollarına devam etmek zorunda bırakıyor. Sonraki yıllarda Amerika Patent Ofisi’nin talepleri karşılayabilme kapasitesine bağlı olarak başvuru sayısı artış gösterebilir.
Öncelikli inceleme talebiyle yapılan başvuruya benzer şekilde, yeni yasa öncesinde de Amerika’da küçük işletmelerin aktif bir şekilde patent dünyasına kazandırılması için Amerika Patent Ofisi tarafından alınan ücretler, büyük şirketlerden alınan ücretlere nazaran düşük tutuluyordu. Ancak bu yasayla birlikte bir adım daha atılarak “mikro işletme” yapısı üzerine gidilmiş ve şahısları da içine alan daha düşük bütçeli işletmeler için başvuru maliyetleri daha da düşürülmüştür. Küçük işletmeler, büyük işletmeler tarafından ödenen harçların ve başvuru ücretlerinin yarısını öderken, yeni yasa sayesinde “mikro işletme” sınıfına giren firmalar yarıdan daha düşük bir ücretlendirmeye tabi olacak. Buradaki en önemli detay “Mikro İşletme” sınıfına kimlerin girdiği? Öncelikli olarak geliri, Amerika’daki orta gelirli bir ailenin yıllık gelirini aşmayan (tahmini 150000$) şahıslar ve firmalar ile çalışan sayısı 500’ü geçmeyen firmalar mikro işletme olarak değerlendirilirken, üniversiteler bu kapsamda değerlendirilmiyor.
Konuyla ilgili bir diğer önemli ayrıntı ise başvuru yapan işletmenin ya da şahısın, öncesinde Amerika’ya yapmış olduğu patent başvurusu sayısının 5’i geçmemesi. Amerika dışındaki ülkelere yapılan başvurular “mikro işletme” sınıfına dahil olma hususunda önem taşımazken, Amerika’daki başvuru sayısının 5’i geçmesi, başvuru sahibinin “mikro işletme” haklarından yararlanamayacağı anlamına geliyor. Görüldüğü üzere değişen Amerika Patent Kanunu, sadece büyük şirketleri değil, küçük hatta mikro işletmeleri de gözetiyor. Bu değişiklikler kapsamında, Amerika’ya patent başvurusunda bulunmak isteyen Türk işletme sahipleri de bu haklardan yararlanabilecek. Özellikle şahısları ve mikro işletme sınıfına giren yenilikçi firmaların bu yeniliğe kayıtsız kalmaması gerekiyor. İthalat için önde gelen ülkelerden olan Amerika pazarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda Amerika’ya yapılacak başvurular daha çok önem kazanıyor ve sistemdeki yenilikler işletmeleri yüksek maliyetlerden kurtararak başvuru yapılmasını sağlıyor.
Son söz olarak, Amerika’ya yapılacak patent başvurularının yeni kanuna göre 12 ayda neticelendirilmesi, Uluslararası Patent Başvurusu (PCT) yapmak isteyen firmalar için bir ön fikir oluşturuyor. Sonucun başvuru sahibine 12 ayda bildirilmesi, rüçhan hakkı süresinden yararlanılmasını ve olumlu gelen sonuca göre farklı ülkelere de başvuru yapılması fikrini akla getiriyor. Sonucun olumsuz olması ise başvuru için daha fazla maliyet oluşmadan farklı ülkelere yapılacak başvurulardan vazgeçilmesini sağlıyor. Herhangi bir başvuru sisteminde bu kadar kısa sürede netice alınması söz konusu olmadığından, Amerika patentli bir ürünün ithal edildiği ülkeler arasındaysa, öncelikli başvurunun Amerika’ya yapılması yeni kanunun getirileriyle oldukça mantıklı görünüyor.