14 Aralık 2006

"Bi Türk"ün Sıradışı Mesajı

Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” tezi, Hz. Muhammed karikatürleri, Papa’nın ayrıştırıcı söylemleri, küresel terör derken dünya giderek din temelli ayrılıkçı gelişmelere tanık oluyor. Dünya üzerindeki iktidar mücadeleleri siyasi ve ekonomik sebeplerle yaşanırken, günümüzde bu güne dek eşi benzeri görülmemiş biçimde acı sonuçlar doğuran dini temelli mücadeleler yaşanıyor. Hem de bilinen yöntemlerin aksine, sinsi sinsi, gerilla tarzında…

Sadece din temelli sebeplerle, “öteki”nin başına gelen felaketten mutlu olunuyor, insan olmak bir tarafa bırakılarak. 11 Eylül sonrası Orta Doğu’daki yerel televizyonlardan yansıyan sevinç çığlıkları hala gözümün önünde... Batı’da “öteki”ne yapılan aşağılamalar da…

Bu düşüncelerin hepsi sadece tek bir desen görmemle beynime üşüştü. Tek bir desen ama öyle çok şey anlatıyordu ki… Tasarımlarını keyifle takip etmeye çalıştığım “dahi” tasarımcı Reha Erdoğan’ın zihninden türeyen “Damat Tween” “Bturk” koleksiyonuna ait bir tişört deseni. Hıristiyanların Haç, Musevilerin Davut yıldızı ve Müslümanların Hilalini birleştiren barış timsali, huzur veren bir karalama aslında.

Aynı koleksiyona ait birkaç örnek de aşağıda…




Tek ihtiyacımız olan biraz hoşgörü, biraz saygı… “Farka Saygı”….

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Bence budur :)

Adsız dedi ki...

hoşgörü ve herkesin birbirine saygı göstermesi başka birşeydir bunların hepsini alıp birbirine ulamaya çalışmak başka birşeydir. benim düsünceme göre bu üç dine de mensup olmayan bir bireyin üçüne birden hakaret etmesi, tamamen consumerisme ve pop kültüre alet edip hele bir de tişört üstüne yerleşmesine izin vererek dalga geçmesinden başka birşey değil din çatışmasını daha da körüklemekten insanları sinirlendirmekten başka birşeye yaramayacaktır. bu mesajla amaçlanan da dinler arası saygı saalamk deil din ve inancı basit birşey gibi gösterip herkesi dinsiz ve inancsız hale getirmektir.

Unknown dedi ki...

Sevgili Vatansız Kral,
Yazdıklarına katılamadığımı belirtmem gerekiyor. Burada din ve inanç basit hale getirilmekten ziyade, merkeze oturtuluyor. Ayrıca insanların bu şekilde inançsız hale gelebileceğine gerçekten inanıyor olamzsın sanırım. Aslında inançsız hale getirmek, getirilmek gibi ifadelerin doğruluğundan şüpheliyim. Çünkü din ve inanç çok bireysel tercihlerdir. Dolayısıyla insan ancak kendi kararıyla inançsız hale gelebilir.
Ama düşüncelerini paylaştığın için çok teşekkür ederim.